Verilen borcun üzerinden bir yıl gibi bir zaman geçmekle enflasyonun sebep olduğu değer farkını almak câiz midir?
Imam Ebû Yusuf’a göre, câizdir, diğerlerine göre câiz değildir. Günümüzde olduğu gibi enflasyonun her yıl, hattâ hergün paranın reel değerini büyük ölçüde aşındırdığını hesaba katarsak, selim vicdanlar, bu konuda Ebû Yusuf’un görüşüne katılır. Bazı âlimler de Hanefî mezhebine göre fetvanın bununla verileceğini söylerler. (bk. Nezih Kemal, “Tegayyuru’n-nukûd” (mk.) 69) Bunu belirlemede en sihhatli ölçü ise altındır. Ancak en iyisi, meselenin çözümünü sona bırakmadan, borç verirken altın olarak verip yine altın olarak alacağını söylemektir. Bu, herkese göre câizdir. Ancak son zamanlarda altın dahi enflasyona yenilir olmuştur. Buna göre değeri başka yollarla hesaplanmalıdır.
2. Taksitli Satışlar
Taksitle eşya alımın faiz olduğunu, bu yüzden de câiz olmadığını söylüyorlar, doğru mudur?
Taksitle eşya almanın fâiz olduğunu söyleyen yoktur. Fâiz; taksitli satışlardaki vâde farkında söz konusu olabilir. Yalnız her vade farkının fâiz olmadığı da bilinmelidir. Buna göre vâdeli satışlardaki muhtemel durumları şöylece maddeleyebiliriz:
1- Fiyat farkı olmadan, ödeme süresi belli taksitle satış: Herkese göre câizdir.
2- Peşin, meseIâ bin liraya satılırken, müşteriye peşin mi, vadeli mi Istiyorsun diye sorduktan sonra, vadeli istediğini öğrenince, bin ikiyüz lira diyerek yapılan ve ödeme süresi bilinen vadeli satış: Herkese göre câizdir.
3- Peşin, meselâ bin lira, altı ay vadeli bin ikiyüz lira deyip, sözleşme sırasında birinde karara varılan vadeli satış: Çoğunluğa göre câizdir.
4- Peşin bin lira, vadeli bin ikiyüzlira, deyip, hangisine karar verildiği belirtilmeden kabul edilen vadeli satış: Herkese göre haramdır.
5- Geciktigin her ay için, yüzde, meselâ beş ödersin, şeklinde, süresi ve dolayısıyla fiyatın tamamı bilinmeyen vadeli satış: Herkese göre haramdır.