Anasayfa > Kütüb-i Sitte > Yalan Bölümü > Yalanın Mübah Olduğu Yerler

Yalanın Mübah Olduğu Yerler

Hadis No : 5196
Ravi: Esma Bintu Yezid
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Ey insanlar! Pervanenin ateşe atılması gibi sizi yalanın peşine düşmeye sevkeden şey nedir? Halbuki, üç yer hariç yalanın her çeşidi ademoğluna haramdır: Bu üç yere gelince: 1) Erkeğin, rızasını sağlamak için hanımına yalanı, 2) Harpte söylenecek yalan. Çünkü harp bir hileden ibarettir. 3) İki Müslümanın arasında sulhu sağlamak kasdiyla söylenen yalan.”

Kaynak: Tirmizi, Birr 26, (1940)

 

Hadis No : 5197
Ravi: Ümmü Külsüm Bintu Ukbe
Tanım: Resulullah (sav)’ı işittim, diyordu ki: “İki kişinin arasını düzelten, hayır söyleyip, hayır tebliğ eden kimse yalancı değildir.”

Kaynak: Buhari, Sulh 2; Müslim, Birr 101, (2605); Ebu Davud, Edeb 58, (4921); Tirmizi, Birr 26, (1939)

 

Hadis No : 5198
Ravi: Safvan İbnu Süleym ez-Zühn
Tanım: Bir adam: “Ey Allah’ın Resulü! Ben karıma yalan söyleyeyim mi?” demişti. Aleyhissalatu vesselam : “Yalanda hayır yoktur” buyurdular. Adam: “Vaadde bulunmama, lehinde söylememe ne dersiniz?” diye tekrar sordu: Aleyhissalatu vesselam da: “Öyleyse sana bir vebal yok!” buyurdular.

Kaynak: Muvatta, Kelam 18, (2, 990)

 

Hadis No : 5199
Ravi: Ebu Hureyre
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “İbrahim aleyhisselam sadece üç yalan söylemiştir: Bunlardan ikisi Allah’ın zatıyla ilgili; biri … sözüdür; diğeri de … sözüdür. Bir tanesi de zevce-i pakleri Sare Hatun hakkındadır. Hz. İbrahim zalim birinin diyarına (Mısır’a) beraberinde Sare de olduğu halde gelmişti. Sare güzel bir kadındı. Sare’ye: “Bu cebbar herif, bilirse ki sen karımsın, senin için bana galebe çalar. Eğer sana soracak olursa, kızkardeşin olduğunu söyle! Çünkü sen, zaten İslam yönünden kardeşimsin, din kardeşiyiz. Ben yeryüzünde senden ve benden başka bir Müslüman bilmiyorum” dedi. Bunlar zalim kralın memleketine girince, adamlarından biri bunları gördü. Hemen gidip: “Senin memleketine öyle güzel bir kadın girdi ki, sizden başkasının olması münasib değildir” dedi. Kral derhal adamlar gönderip, Sare’yi yanına getirtti. Hz. İbrahim namaza durdu. Sare adamın yanına girince, kral (onu ayakta karşıladı, fakat) elini ona uzatamadı. Eli şiddetli şekilde tutuldu. Sare’ye: “Elimi salması için Allah’a dua et! Sana zarar vermeyeceğim!” dedi. Sare de dediğini yaptı. Ama kral tekrar Sare’ye sataşmak istedi. Eli, öncekinden daha şiddetli tutulup kaldı. Sare’ye aynı şekilde ricada bulundu. O da kabul etti. (Adam normal hale dönünce tekrar) sataşmak istedi. Eli önceki iki seferden daha şiddetli şekilde tutuldu. Sare’ye yine: “Allah’a dua et, elimi salsın, sana zarar vermeyeceğim!” diye rica etti. Sare dua etti, adamın elleri açıldı. Kral kadını getiren adamı çağırdı ve ona: “Sen bana ihsan değil bir şeytan getirmişsin. Bunu diyarımdan çıkar!” dedi. Sare’ye Hacer’i bağış olarak verdi. Sare yürüyerek geldi, İbrahim onu görünce: “Nasılsın, ne haber?” dedi. Sare: “Hayır var! Allah cebbarın elini tuttu ve (bana) bir hadim verdi!” dedi.” Hz. Ebu Hureyre (ra) der ki: “Ey sema suyunun oğulları! Bu kadın (Hacer) sizin annenizdir.”

Kaynak: Buhari, Enbiya 9, Büyu 100, Hibe 36, Nikah 12, İkrah 6; Müslim, Fezail 154, (2371); Ebu Davud, Talak

 

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*